Herkese selam sevgili kitap severler
Bugün bir çoğunuzun hiç de yabancı olmadığı Kırmızı Pazartesi 'yi yorumlamak istedim.
Kitap 1982 Nobel Edebiyat Ödülü almış, 107 sayfa çıtır çerez okuyacağınız bir klasik.
Bir namus cinayetini anlatılıyor. Yazar; çocukluğunun geçtiği kasabadaki bir cinayeti yazmış.
Kitabı farklı kılan durum ise cinayetin ilk birkaç sayfada
açıklanmış olması; cinayet ortada kurban ortada suçlu da orta da eee biz niye okuyalım bu
kitabı diyebilirsiniz. Demeyin=) İşte burda ustanın kalemi devreye giriyor ve kendinizi
sayfalardan alamıyorsunuz.
Marequez; toplum ruhunu çok iyi analiz etmiş kitabında. Cinayetin işleneceğini neredeyse
bütün kasaba biliyor ama kimse kurbana söylemiyor. Aslında bu çok gördüğümüz bir şey
değil midir toplum içinde birinin yardıma ihtiyacı varsa kimse birşey yapmaz çünkü herkes
nasıl olsa öteki yapar der ve kendine bahaneler uydurur.. Kitabı okurken şaşkınlıktan ve bu nasıl
olur! demekten bir baktım ki sonuna gelmişim.. Kurbanı çok sevdim sonunda bir kalbim cız etti
ana kadından nefret ettim , tüm kavramları tek tek düşündüm.. namus, cinayet yalan... Toplum
psikolıjisinin yanında bireysel psikolojiye de çok esas vurgular yapmış... Kahramanların içsel
dünyalarını ve topluma uyumlarını anlatış biçimini çok sevdim... KISACASI ŞİDDETLE
TAVSİYE!!!
Yayın evi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 107
Çeviri: İnci Kut
İlk basım:1982
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder